Cide’nin Unutulan Meslekleri ve El Sanatları

5 dakika
Yorum bırakın

Karadeniz’in sakin köşelerinden biri olan Cide, sadece doğal güzellikleriyle değil; bir zamanlar sokaklarında yankılanan çekiç sesleri, ahşap kokusu ve ustaların ellerinde hayat bulan sanatlarla da anılırdı. Bugün, Cide’nin kıyılarına vuran dalgalar geçmişin izlerini taşıyor; unutulmaya yüz tutmuş meslekler ise hâlâ bazı hafızalarda yaşıyor.

Bu yazıda, Cide’nin tarihî zanaatlarını, yerel üretim kültürünü ve bugün artık çok az sayıda ustası kalan el sanatlarını ele alıyoruz.

1. Kayık ve Sandal Ustalığı (Kadırga Yapımı)

Denizle dost olanın, ağaçla işi bitmez.”

Cide, tarih boyunca balıkçılıkla ve küçük ölçekli deniz taşımacılığıyla iç içe yaşadı. Bu da doğal olarak tekne yapımcılığı (yerel deyimle “kayıkçılık”) mesleğini öne çıkardı. Özellikle Ahşap kadırga ve sandal yapımı, Cide’nin sahil köylerinde (başta Loç Vadisi’ne yakın bölgeler olmak üzere) yaygın bir el sanatıydı.

Ahşap tekneler, genellikle meşe, kestane ve ladin ağaçlarından yapılırdı. Ustalar, marangozlukla denizciliği harmanlayarak ustura gibi keskin hatlara sahip, dengeli ve dayanıklı tekneler inşa ederdi. Bu teknelerin çoğu motorlu değildi; kürek ve yelkenle hareket ederdi.

Bugün bu meslek yok denecek kadar azalmıştır. Cide’de sadece birkaç yaşlı usta, hatıra olarak küçük kayıklar yapmayı sürdürmektedir.

2. Sepetçilik (Hasır ve Sepet Örme)

Cide’nin orman köylerinde, özellikle Gebeş, Çilekçe ve Hacıahmet köylerinde, halk uzun yıllar boyunca fındık dalı, kızılcık çubuğu ve kızılcık kabuğu gibi doğal malzemelerden sepetler ördü.

Sepetçilik hem ev kullanımı için hem de pazarda satılmak üzere önemli bir geçim kaynağıydı. Sepetler genellikle:

  • Fındık veya mısır taşımada,
  • Balık ve sebze pazarlarında,
  • Çamaşır veya odun sepeti olarak

kullanılırdı.

Zamanla plastik ürünlerin yaygınlaşmasıyla bu sanat da unutulmaya başladı. Şu anda Cide’de bu işi yapan çok az sayıda kişi kalmış durumda. Ancak bazı köylerde yaşlı kadınlar, hâlâ geleneksel yöntemlerle sepet örmeye devam ediyor.

3. Çarık ve Kundura Yapımı

Cide merkezde 1950’li ve 60’lı yıllarda birkaç çarıkçı ve kunduracı dükkânı vardı. Özellikle köyden gelenler için el yapımı çarıklar, uzun ömürlü ve dayanıklı ürünlerdi.

  • Çarıklar genellikle:
  • Deriden yapılır,
  • Elle dikilir,
  • Ayağa tam oturacak şekilde ölçülerek hazırlanırdı.

Zamanla fabrikasyon ayakkabıların ucuzlaması ve ulaşılabilirliğiyle birlikte bu zanaat da yok oldu. Günümüzde sadece anı olarak saklanan birkaç örnek dışında üretimi yapılmamaktadır.

4. El Dokumacılığı (Yün ve Keten Dokuma)

Eskiden Cide’nin yüksek kesimlerinde, özellikle Loç Vadisi çevresindeki köylerde, tezgâhlarla yapılan el dokuması kumaşlar, yün çoraplar, keten gömlekler ve yorgan yüzleri üretilirdi. Genellikle:

  • Koyun yününden ipler eğrilir,
  • Tezgâhlarda dokunur,
  • Boyanarak kullanıma hazır hale getirilirdi.

Bu ürünler düğünlerde çeyiz olarak hazırlanır, pazar yerlerinde satılırdı. Kadınlar arasında usta dokuyucular bulunur, el emeği ürünler büyük değer görürdü. Bu kültür, teknolojik dokuma tezgâhlarının yayılmasıyla birlikte neredeyse tamamen kayboldu.

5. Ağaç Oymacılığı ve Kaşıkçılık

Cide’nin ormanlık yapısı, halkın ağaçla yaşamasına neden olmuştur. Ahşap oymacılığı, özellikle kaşık yapımı, oyuncak, küçük sandıklar, süs eşyaları ve oyma motifli bastonlar şeklinde gelişti.

Özellikle kestane ve ceviz ağacı kullanılarak yapılan bu ürünler, hem işlevsel hem de estetik açıdan öne çıkardı. Bu sanat hâlâ birkaç usta tarafından hobi düzeyinde sürdürülse de, meslek olarak sürdürülebilirliği ne yazık ki kalmamıştır.

Cide’de El Sanatlarını Yaşatma Çabaları

Cide Belediyesi ve bazı yerel dernekler, unutulmaya yüz tutmuş bu meslekleri yaşatmak için çeşitli atölye çalışmaları, yerel pazarlar ve kültürel etkinlikler düzenlemektedir.

Örneğin:

  • Cide Kültür ve Sanat Festivali’nde geleneksel el sanatları stantlarına yer veriliyor.
  • cidetr.com üzerinden yöresel ürünlere, röportajlara ve belgesel çalışmalara ulaşmak mümkün.
  • Ayrıca, bazı öğretmenler ve gönüllü kadın kooperatifleri köylerde çocuklara dokuma, sepet örme gibi el sanatlarını öğretmeye çalışıyor.

Sonuç: Bir Zamanların Sessiz Kahramanları

Cide’nin unutulan meslekleri, aslında bir kültürün ve yaşam biçiminin sessiz tanıklarıdır. Bugün belki ustaları çok az kaldı ama bu meslekler Cide’nin ruhuna işlemiştir. El emeğiyle yoğrulmuş her ürün, geçmişin sıcak bir yansımasıdır.

Eğer yolunuz Cide’ye düşerse, sadece doğasına değil; geçmişin izini taşıyan bu gizli sanatlara da kulak verin. Belki bir köy evinde hâlâ sepet ören bir nineye, küçük bir atölyede eski bir kaşık oyma tezgâhına rastlarsınız.

Ve unutmayın: Kültür, yaşayan hafızadır. Yaşatıldıkça güçlenir.

Daha fazla bilgi ve yerel hikâyeler için bizi takip etmeyi unutmayın: 👉 cidetr.com

Yorumunuzu bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar işaretlenmiştir *