Cide’nin Osmanlı Dönemindeki Yaşamı

Kastamonu’nun Karadeniz’e açılan kapısı olan Cide, tarih boyunca stratejik konumu, limanı ve zengin ormanlarıyla dikkat çekmiş bir sahil kasabasıdır. Ancak Cide’nin Osmanlı dönemindeki yaşamı, çoğu kişi tarafından yeterince bilinmez. Bu yazıda, Osmanlı arşiv kayıtları, seyahatnameler ve yerel araştırmalar ışığında Cide’nin 15. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar olan tarihsel yaşamına yakından bakacağız.
Cide Osmanlı Topraklarına Ne Zaman Katıldı?
Cide, 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet’in Kastamonu Seferi sırasında Osmanlı topraklarına katıldı. Bu döneme kadar bölge İsfendiyaroğulları Beyliği (Candaroğulları) yönetimindeydi. Kastamonu ve Sinop arasında kalan Cide, bu beylik için önemli bir liman şehriydi. Osmanlılar bölgeyi ele geçirdiğinde, İç Anadolu ile Karadeniz arasında deniz ticaretinin güvenliğini de sağlamış oldular.
📌 Kaynak: Uzunçarşılı, İ. Hakkı. (1983). Osmanlı Tarihi II. Cilt. TTK Yay.
Osmanlı Döneminde Cide'nin İdari Konumu
Cide, Osmanlı’da önce Kastamonu Sancağı’na bağlı bir nahiye (bucak), sonraları ise Küre Kazası’na ve 19. yüzyıldan itibaren doğrudan Kastamonu Livası’na (merkeze bağlı ilçe düzeyinde) bağlandı.
- 1530 tarihli Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu tahrir defterlerinde (vergi ve nüfus kayıtları) Cide, Küre kazasına bağlı bir idari birim olarak geçer.
- 1831’deki ilk Osmanlı nüfus sayımında (sadece erkekler sayılmıştır), Cide’de yaklaşık 2.500 erkek nüfus kaydedilmiştir.
📌 Kaynak: Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Tahrir Defterleri (TT 66), Tapu Tahrir Defterleri Serisi.
Ekonomik Yaşam: Liman, Orman ve Zanaat
🌊 Deniz ve Liman Ticareti
Cide Limanı, Osmanlı döneminde tuz, balık, kereste ve tahıl ticareti açısından önem kazanmıştır. Kereste ürünleri özellikle Kastamonu’nun orman köylerinden Cide limanına taşınarak buradan Sinop ve İstanbul’a gönderilmiştir.
- 17. yüzyılda Cide limanından İstanbul Tersanesi için kereste sevkiyatı yapılmıştır. Bu, Osmanlı donanması için çok önemliydi.
- Evliya Çelebi, 1640’lı yıllarda çıktığı Karadeniz gezisinde Cide’den “kerestesi bol ve halkı denizci” olarak söz eder.
📌 Kaynak: Evliya Çelebi Seyahatnamesi, 9. Cilt.
🌲 Orman Ürünleri ve Marangozluk
Cide’nin çevresindeki yoğun ormanlık alanlar, kestane, kayın, meşe ve çam ağaçlarıyla doluydu. Bu ağaçlar hem ev yapımı hem de gemi inşası için kullanılırdı. Cide’deki birçok aile, geçimini ormancılıkla, katır kervancılığıyla ve marangozlukla sağlıyordu.
Ormanlar, Devlet-i Aliyye tarafından miri arazi (devlet toprağı) sayıldığı için, Cide’deki orman ürünleri kesimi izinli ve vergilendirilmiş bir faaliyetti.
Toplumsal Yaşam ve Halk Kültürü
🏡 Köy Düzeni ve Aile Yapısı
Cide’de Osmanlı döneminde köy yerleşimleri, genellikle dağınık düzende idi. Her köyde bir cami, bir çeşme ve bazen bir mektep (okul) bulunurdu. Aileler büyük ölçüde ataerkil yapıda yaşar, birkaç kuşak bir arada olurdu. Tarım, hayvancılık ve orman ürünleri temel geçim kaynaklarıydı.
🧵 Kadın Emeği: Dokuma ve Çeyiz Hazırlığı
Kadınlar ev içi üretimin yükünü omuzlardı. En yaygın faaliyetlerden biri yün eğirme, dokuma tezgâhlarında bez dokuma ve çeyizlik hazırlığıydı. Keten kumaş, yerli üretimin temel parçasıydı ve kadınlar bu ürünleri pazarlarda satarak gelir elde ederdi.
Dini ve Sosyal Hayat
Cide’nin Osmanlı dönemindeki yaşamında dinî yapılar, toplumsal hayatın merkezindeydi.
- Cide merkezde inşa edilen Ahmet Ağa Camii (17. yy sonu), klasik Osmanlı mimarisini taşır.
- Cide’de medrese eğitimi sınırlı olsa da sıbyan mektepleri sayesinde temel dini eğitim verilirdi.
Ayrıca, bölgede türbe ve yatır kültürünün de varlığı bilinmektedir. Şeyh Ali Baba Türbesi, halk arasında hâlâ saygıyla anılır.
📌 Kaynak: Kastamonu İl Kültür Müdürlüğü Arşivi, Yerel Tarih Çalışmaları.
Ulaşım ve Yol Ağları
Osmanlı döneminde Cide, kara yoluyla ulaşımın çok zor olduğu bir yerdi. Bu nedenle deniz yoluyla yapılan taşımacılık hayati önem taşıyordu. Katır kervanları ile ormandan getirilen mallar limana, oradan da deniz yoluyla büyük şehirlere ulaştırılırdı.
Bu dönemde posta ve haberleşme de çoğunlukla kıyıdan geçen ticaret gemileri aracılığıyla sağlanırdı.
Cide’nin Osmanlı Son Dönemindeki Durumu

19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde, Cide hâlâ küçük, sakin ve üretken bir liman kasabasıydı. 1892 tarihli Salname-i Devlet-i Aliyye (Osmanlı Devleti Resmi Yıllığı)’ne göre:
- Cide’de 5 ilkokul (mektep),
- 1 küçük cami kütüphanesi,
- 3 pazar (pazartesi, çarşamba ve cuma),
- 2 küçük han ve 1 kayıkhane kayıtlıdır.
Bu da Cide’nin ekonomik ve sosyal hareketliliğinin hâlâ devam ettiğini gösterir.
📌 Kaynak: Salname-i Vilayet-i Kastamonu (1892), Osmanlı Arşiv Yayınları.
Sonuç: Sessiz Ama Kökleri Derin Bir Osmanlı Kasabası
Cide, Osmanlı döneminde büyük olayların yaşandığı bir merkez değil; ama Anadolu’nun üretken, sade ve çalışkan kıyı kasabalarından biri olmuştur. Osmanlı Devleti’nin ihtiyaç duyduğu keresteyi sağlamış, yerel ticaret ve üretimle kendi ayakları üzerinde durmuş ve dinî, sosyal yapısıyla kültürünü korumuştur.
Bugün bu tarihî derinlik, Cide’nin köylerinde, limanında, camilerinde ve halkının yaşamında hâlâ hissedilir. Eğer Cide’yi tanımak istiyorsanız, sadece doğasına değil; tarih kokan taşlarına ve sessiz geçmişine de kulak vermelisiniz.
Daha fazla içerik için bizi takip edin: 👉 cidetr.com
📚 KAYNAKÇA
- Uzunçarşılı, İ. Hakkı. (1983). Osmanlı Tarihi Cilt II. Türk Tarih Kurumu Yayınları.
- Başbakanlık Osmanlı Arşivi, TT 66 Tahrir Defteri (1530).
- Evliya Çelebi. Seyahatname, Cilt 9.
- Salname-i Vilayet-i Kastamonu (1892), Osmanlı Arşiv Yayınları.
- Kastamonu İl Kültür Müdürlüğü Yerel Tarih Belgeleri ve Derlemeleri.
- İlhan Tekeli & Selim İlkin. (1994). Osmanlı Kırsal Hayatı Üzerine Notlar.
- CideTR.com arşivi – yerel halk röportajları ve derlemeler.
Yorumunuzu bırakın