Camilerin Sessizce Anlattığı Cide Tarihi

3 dakika
Yorum bırakın

Cide’ye yolu düşen herkes, önce yeşilin bin bir tonuna, sonra Karadeniz’in durgun ama derin maviliğine hayran kalır. Ama ilçenin asıl hikâyesi, dar sokakların kıyısında sessizce duran yapılarda saklıdır. Bu yapılardan en anlamlılarıysa, hiç konuşmadan yüzyılların izini taşıyan camilerdir. Her biri, Cide’nin hem dini hayatına hem kültürel kimliğine tanıklık etmiş birer zaman muhafızıdır.

Cide’nin İlk Nefesleri: Eski Cami’nin Taşları

Cide’nin en eski camilerinden biri olan Eski Cide Camii, yalnızca bir ibadethane değildir; ilçenin yaşanmışlıklarının bir arşividir. Caminin taş duvarlarında, geçmişte burada yaşayan insanların ayak izleri vardır. Duvarlarda hâlâ Osmanlı taş işçiliğinin zarif izleri, mihrabında sade ama derin bir ifade, minberinde ise tevazu yüklü bir görkem gizlidir.

Kim bilir kaç kez o kapıdan içeri girildi, kaç kez aynı dua yankılandı kubbesinde… Sessizdir bu cami ama anlatacak çok şeyi vardır.

Mahalle Camileri: Sadece Namaz Vakti Değil

Cide’nin mahalle aralarına serpiştirilmiş küçük camileri, bir zamanlar sadece ibadet edilen yerler değil, aynı zamanda mahalle meclisleri gibiydi. Burada yaşlılar toplanır, gündem konuşulurdu. Yağmur duasına çıkılacaksa, önce camide toplanılırdı. Bayram sabahları, çocukların sevinci avlulara taşardı. Bu camiler, Cide halkının birlikte yaşama kültürünü şekillendiren merkezlerdi.

Tahta Minarelerin Anlattığı Hikâyeler

Cide’deki bazı camilerde hâlâ ahşap minareler göze çarpar. Bu minareler, yalnızca mimari bir öğe değil, bir zanaatkârın el emeğiyle şekillenmiş geçmişin sesi gibidir. Özellikle Yalçınköy Camii ve Sırakaya Mahallesi Camii, ahşap minare mimarisiyle dikkat çeker. Minareye çıkan ahşap merdivenler, zamanla aşınmıştır ama bir dua, bir ezan sesi hâlâ yankılanır içinde.

Cide’de Ezanın Ritmi

Cide’de ezan sesi, Karadeniz’in dalga sesiyle yarışmaz; onunla uyum içinde akar. Sabahın erken saatlerinde yükselen ezan sesi, köylerin sisli yamaçlarında yankılanırken, denizin kıyısında balıkçılara eşlik eder. Bu ses, sadece ibadete çağrı değil; bir yaşam düzeninin, bir kültürel kimliğin parçasıdır.

Cami Avlularındaki Yaşam

Birçok Cide camisinin önünde küçük bir çeşme, yanında birkaç bank ve dut ya da çınar ağacı bulunur. Bu avlular, yalnızca namaz öncesi ya da sonrası toplanma yeri değil, bazen cenaze merasimlerinin, bazen de mahalle çocuklarının oyunlarının merkezidir. Camiler Cide’de, geçmişle gelecek arasında bir köprüdür; sadece dua edilen değil, hayatın yaşandığı yerlerdir.

Yeni Nesil ve Camiler: Bir Sessiz Anlama

Bugünün gençleri, büyüklerinin ellerinde büyüdükleri camilere artık farklı gözle bakıyor. Belki daha modern, belki daha hızlı bir yaşamın içinde ama camilerin verdiği o duruluk ve aidiyet hissi, hâlâ nesiller arası bir köprü olmaya devam ediyor. Cide’de büyüyen her çocuk bilir ki, caminin kapısı her zaman açıktır – sadece Allah’a değil, geçmişe, mahalleye, sessizliğe ve durup düşünmeye de…

Tarih, Sessizlikte Gizlidir

Cide’nin camileri, yüksek sesle konuşmaz. Ne gösterişli kubbeleri vardır, ne ihtişamlı süslemeleri. Ama tam da bu sadelikleriyle, Cide’nin karakterini yansıtırlar: gösterişsiz ama derin, sessiz ama hikâyeli, mütevazı ama köklü. Bir taş, bir ahşap parça ya da bir mihrabın çizgisiyle anlatırlar Cide’nin tarihini. Çünkü gerçek hikâyeler, bazen sadece dikkatle bakınca ve gönül verince duyulur.

Etiketler:
Paylaş :

Yorumunuzu bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar işaretlenmiştir *